Spirit of the North, Infuse Studio tarafından geliştirilen, bağımsız bir yapım. İlk olarak 2019 yılında PS4 için çıkış yapan oyun, 2020’de Windows ve Nintendo Switch için yayınlanarak daha geniş bir oyuncu kitlesine ulaştı.
Aynı sene içerisinde iyileştirilmiş bir sürümü olan Spirit of the North: Enhanced Edition ile karşımıza tekrar çıktı. İki kişi tarafından geliştirilen bu proje çoğunlukla oyuncuyu içine çeken bir atmosfer üzerine kurulu ve duygusal açıdan yoğun bir deneyim yaşatmayı hedefliyor.
Başkarakterimiz Bir Tilki
Bu oyunda, adını bilmediğimiz bir tilkiyi kontrol ediyoruz. Tilkimiz, mistik güçler kazanarak bulmacalar çözüyor ve ilerliyor. Bir insanı kontrol etmediğimiz oyunlar her zaman ilgimi çekiyor açıkçası, özellikle başkarakter olarak bir hayvanın sınırlarını (ve insanlara kıyasla üstün özelliklerini) keşfeden oyunlar alışılageldik deneyimin dışında bir oynanış sunduğu için onlara yönelirken buluyorum kendimi.
Örneğin Stray oynarken bir insan olsaydık konuşarak halledebileceğimiz birçok şeyi bir kedi olarak halletmeye çalışıyorduk. Bir şeyleri yere düşürmek, halıları tırmalamak ve çatıdan çatıya atlamak şimdiye kadar alıştığımız sorun çözme yöntemlerine farklı bir yaklaşım getiriyordu. Bu oyundaki deneyimin ise bu yönde olmadığını fark edince şaşırdım. Bir tilki olarak dolaşmamıza rağmen Spirit of the North, oyuncuyu bir tilki gibi hissettirmekten çok tilkiyi bir sembol olarak işliyor.
Finlandiya’da kuzey ışıklarının mitik sebebi, bir ateş tilkisinin gökyüzünde koşarak yarışmasıdır. Öyle ki “kuzey ışıkları” kelimesi Fince’de “revontulet” olarak karşımıza çıkar. Bu kelime, tam olarak “tilki ateşi” olarak çevrilebilir. Oyun da zaten bu bilgi üzerine kurulu: Tam olarak bu mit sebebiyle oyun tatmin edici bir sona kavuşuyor.
Spirit of the North, Atmosferik Bir Şölen
Tüm bunlarla birlikte oyunun sunduğu devasa açık dünya atmosferi ilk başta etkileyici gelse de, bu genişlik bazen oyuncuyu zorluyor. Çünkü oyun, elinizi fazla tutmuyor. Ne yapmanız gerektiğini açıkça söylemeyen bu yaklaşım, bazı bölümlerde yolunuzu bulmayı güçleştiriyor. Öyle ki oynarken zaman zaman rehber açmak zorunda kaldığım için bazı yerlerde gerçekten eğlenemedim.
Benzer şekilde bize hiçbir yönerge vermeyen başka oyunlar da oynadım elbette ancak onlarda bir şekilde yolumu bulabiliyorken bunda birkaç yerde kendimi gerçekten oynanabilir alanların sınırlarını zorlarken buldum.
Ancak görsel açıdan Spirit of the North tam bir şölen. Herhangi bir diyalog ya da yazılı bir anlatıma hiç yer vermeyen oyun, hikayesini tamamen görsellikle ve müzikleriyle aktarıyor. Bazen durup manzarayı izlemek isteyebiliyorsunuz. Üstelik bazı küçük detaylar da atmosfere büyük katkı sağlıyor: Örneğin oyunda ışık ve renk kullanımı son derece başarılı.
Açıkça anlatılan bir öykü olmadığı için hikaye tamamen oyuncunun yorumuna bırakılmış durumda, bu da oyuna bir gizem katıyor. Yani çevresel hikaye anlatımından hoşlanıyorsanız bu oyunu yorumlamaktan da büyük keyif alabilirsiniz.
Oyunun en güçlü yanlarından biri de müzikleri. Joseph Gifford tarafından bestelenen orijinal müzikler, görsel deneyimi tamamlayan bir kalite sunuyor. Müzikler, yer yer huzur verici yer yer de mistik bir hava yaratmayı başarıyor, böylece oyunun bizi içine atmak istediği atmosfer de tamamlanıyor.
Oyun Yer Yer Fazlasıyla Yavaşlıyor, Sıkıcılaşıyor
Ne yazık ki bu görsel şölen, oyunun sıkıcılığını tamamen gizleyemiyor. Özellikle bulmacaları çözerken bir noktada takılıp kaldığınızda ya da bir sonraki adımı bulamadığınızda oyunun içerisinde yapacak pek bir şey kalmıyor.
Sürekli aynı yerlerden geçmek, hatta bazen boş boş dolaşmak zorunda kalmak oynanış deneyimini baltalıyor ve motivasyonu düşürebiliyor. Bununla birlikte yeni güçler kazandığınızda ve bunları kullanarak bulmacaları çözdüğünüzde hissettiğiniz tatmin, oyun deneyimini zaman zaman kurtarıyor.
Son Derece Kısa Bir Deneyim
Spirit of the North, 5-6 saat içerisinde bitirilebilecek kadar kısa bir deneyim sunuyor. Eğer oyunu tüm başarımlarıyla bitirmek isterseniz bu süre 8-9 saate kadar uzayabiliyor. Kısa bir oyun olmasına rağmen ilerlemesi biraz adanmışlık istiyor zira bölümlerin ortasında kendi başınıza kayıt alamıyorsunuz. Oynamayı noktalamak istediğinizde kayıt noktalarına varamazsanız bir dahaki girişinizde kendinizi o bölümün en başına atılmış şekilde buluyorsunuz.
Bu arada Spirit of the North 2 de yapım aşamasında ve ilkine benzer bir deneyim vadediyor. 2024 yılında demosu ile basın mensuplarının karşısına çıkan oyunun şu anda net bir piyasaya çıkış tarihi bulunmuyor.
Sonuç: Kim Sever, Kim Sevmez?
Sonuç olarak Spirit of the North, görsellik ve atmosfer açısından büyüleyici bir deneyim sunsa da oyun mekanikleri ve bölüm tasarımı açısından eksiklikleri olan bir yapım. Ne yazık ki atmosferik açıdan kuvvetli olması, oyuncuyu yer yer sıkmasına engel olmuyor. Bununla birlikte sözlü bir hikaye anlatımı olmaması, oyunu daha yoruma açık bir hale getiriyor ve bu da hedef kitlesini ciddi anlamda kıssa da oyuncuya daha aktif bir rol tanımış oluyor.
Eğer sabırlı bir oyuncuysanız ve görsel hikaye anlatımına önem veriyorsanız bu oyun size hitap edebilir. Ancak daha açık ve aksiyon dolu bir deneyim arıyorsanız, Spirit of the North beklentilerinizi tam anlamıyla karşılamayabilir.
En güncel oyun haberleri için Instagram, Twitter ve Google Haberler üzerinden Oyun Dijital’i takip edebilirsiniz. Ayrıca, fikirlerinizi yorumlar kısmından diğer okurlarımızla paylaşabilirsiniz.
Spirit of the North
Spirit of the North-
Eğlence Faktörü4/10 İdare Eder
-
Bölüm Tasarımı3/10 Kötü
-
Kontrol ve Oynanış5/10 Ortalama
-
Grafikler9/10 Harika
-
Ses ve Müzik9/10 Harika
-
Optimizasyon10/10 Başyapıt
-
Tekrar Oynanabilirlik1/10 Berbat
Artılar
- Oyun, şahane görselliğiyle öne çıkıyor.
- Orijinal müzikleri atmosfere mükemmel katkı sağlıyor.
- Yoruma açık bir hikaye sunuyor, böylece oyuncuyu kısıtlamıyor.
Eksiler
- Oynanış bazen sıkıcılaşıyor.
- Bulmacalarda rehber/ipucu ihtiyacı olabiliyor.
- Devasa dünyasında yeterince net bir bölüm tasarımına sahip değil.