Slay the Princess, Black Tabby Games tarafından 2023 yılında yayınlanan bir korku-macera oyunu olarak ön plana çıkıyor. Prensesi kurtarmak yerine öldürdüğümüz bu oyun, ana hikayesiyle 3 saatlik bir oynanış sunarken tamamını bitirmek istediğinizde bu süre 17 saat haline geliyor.
Yüksek yeniden oynanabilirliği, yaratıcı hikayesi ve yenilikçi yaklaşımıyla Slay the Princess, gerçekten bu sene oynadığım en iyi bağımsız oyunlardan bir tanesi.
“Ormanda bir patikadasın ve o patikanın sonunda bir kulübe var. O kulübenin bodrumunda da bir Prenses var. Onu öldürmek için buradasın. Eğer yapmazsan, bu dünyanın sonu olur.
Seni durdurmak için elinden gelen her şeyi yapacak. Büyüleyecek, yalan söyleyecek, sana dünyayı vadedecek ve eğer izin verirsen seni defalarca öldürecek. Bunun olmasına izin veremezsin. Unutma, dünyanın kaderi senin omuzlarında.”
İçindekiler
Slay the Princess İncelemesi
Seçimlerle Şekillenen Bir Deneyim
Bir görsel romanın sınırları içerisinde ne kadar yaratıcı olabilirsiniz? Bir diyalog ağacını ne kadar dallandırıp budaklandırabilirsiniz? Slay the Princess, inanılmaz basit bir oyun döngüsünü alıp bu sorularla genişletiyor. Sonuç olarak da her bir seçiminizin sahiden de oyunu komple değiştirdiği, bambaşka bir deneyim ortaya çıkıyor. Seçimlerin önemli olduğu diğer oyunlardan kendini kolayca ayırıyor.
Oyun kısa kısa birkaç bölümden oluşuyor. Kaç bölümden oluşacağına da aslında yaptığınız seçimlerle siz karar veriyorsunuz. İki, üç ve hatta dört bölümlük bir hikaye de oynayabilirsiniz, maceranız yalnızca iki bölümle de sonlanabilir.
İlk oynayışınızın ardından “Ya diğer seçeneği seçseydim?” sorusu zihninizde beliriyor ve diğer seçeneği seçmek için yeniden başlıyorsunuz. Ancak böyle yaptığınızda da oyun size çok daha farklı seçenekler sunuyor ve önünüzde, üst üste aynı hikayeyi oynamayacağınız kadar çok yol haritası açılıyor. Zaten oyunun Steam’de 131 tane başarımı olması da hikayenin gidişatı ve diyaloglardaki çeşitlilik hakkında ipucu veriyordur diye düşünüyorum. En ufak bir seçimin karakterin ses tonunun dahi değişebileceği kadar etki etmesi, bu oyuna cidden büyük bir emek ve sevgi verildiğinin göstergesi.
Bununla birlikte her bir yolun nihayetinde vardığı bir “nihai” son da mevcut. Bu son, epey yoruma açık. Eğer daha somut bir final bekliyorsanız hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.
Basit ama Etkili Bir Anlatım
Yalnızca iki ana karaktere sahip bu oyunda karakter kadrosu da kafamızın içindeki seslerle çeşitleniyor. Bazen “Kahramanlığın Sesi”, bazen “Kararlılığın Sesi” ve bazen de “Aşkın Sesi” gibi birbirinden farklı sesler bize yol gösteriyor, öğüt veriyor, şikayet ediyor ya da yalnızca fikir belirtiyor.
Bunların her biri, seçtiğimiz yolun ve yazdığımız hikayenin tonunu tutturmak için son derece gerekli. Üstelik oyunun bu kısmı, başarılı RPG Disco Elysium‘dan ilham alınarak tasarlanmış, zaten bunu oynarken de hissedebiliyorsunuz.
Genelde bir oyundan “ilham” alındığı söylendiğinde bu onun kötü bir kopyası gibi hissettirse de bu oyunda hiç de böyle değil. Oyunun yapımcılarının Disco Elysium’u anladıklarını, sevdiklerini ve bu oyundan gerçekten de “ilham” alındığını, oyunun kendi kapsamı içinde bu mekaniğin oldukça yerinde kullanıldığını siz de oynarken fark edebiliyorsunuz.
Hikaye konusunda çok fazla spoiler vermek istemediğim için görünenden çok daha fazlası olduğunu söyleyerek yetineceğim. Yani gerçekten bir prensesi öldürmeye giden bir kahramandan çok daha fazlasıyız aslında, zaten bunu oyunun ikinci bölümünün açılışında net bir şekilde anlıyoruz. Fakat hikayenin aslında ne olduğunu siz, kendi yaptığınız seçimlerle görün isterim.
Sanat, Müzik, Küçük Detaylar
Oyun, yaratıcı yönetim tarafında da tam puan almayı başarıyor. Son derece basit fakat etkileyici çizimlerle desteklenen Slay the Princess, ayrıca atmosferi şahane bir şekilde kurgulamayı başaran müzikler de içeriyor. Brandon Boone tarafından bestelenen orkestral albümün ödül aldığını da belirtelim.
Ancak müziğin bazen konuşmaların önüne geçmesinden ötürü sesleri duymakta zorluk çektim ve ara ara müziğin sesini kısmak için menüye girdim. Çok büyük bir problem olmamakla birlikte oyunun atmosferinden uzaklaşmama neden olduğu için belirtmekte fayda var diye düşünüyorum.
Oyunun 2D grafikleri de yaptığınız seçimin vahşiliğine/tonuna göre değişiklik gösteriyor. Abby Howard tarafından yapılan çizimlerin tamamı, geleneksel ve el yapımı. Bu karakalem çizim tarzı, normalde vakitten tasarruf edilmek için seçilmiş olsa da daha sonradan oyunun “tıpkı bir rüya gibi sürekli değişen estetiğine” uyum sağladığı için korunmuş ve bence oyunun “meta-narrative” yapısı için de en doğru tercih.
Bunlarla birlikte yalnızca iki tane sesin olduğu oyunda ses sanatçılarından bahsetmemek de imkansız. Jonathan Sims ve Nichole Goodnight, mükemmel bir iş çıkartarak bu kompleks senaryoya şahane sesler kazandırmışlar.
Jonathan Sims’in seslendirdiği tüm “karakterler” birbirinden farklı ve ilgi çekici. Benzer şekilde Nichole Goodnight da yalnızca bir karakteri seslendiriyor gibi gözükse de aslında oyunda yollar kadar çok prenses varyantı var. Bu nedenle ikisinin de payına düşen çok büyük bir duygusal aralık var. Bu meydan okumadan başarıyla sıyrıldıklarını söylemek mümkün.
Sonuç
Slay the Princess, bağımsız oyun dünyasında yaratıcılığı ve yenilikçi yaklaşımıyla öne çıkan bir deneyim sunuyor. Basit bir temelden yola çıkıp seçimlerin gerçekten önemli olduğu, her oynayışta farklı bir hikaye anlatan dinamik bir yapı kurmayı başarıyor. Disco Elysium’dan ilham alan iç sesler mekaniği, oyunun derinliğini artırırken, el yapımı çizimler ve etkileyici müzikler atmosferi unutulmaz kılıyor.
Eğer seçimlerinizin sonuçlarını merak ediyor, farklı yollar keşfetmekten keyif alıyor ve minimalist ama etkileyici anlatımlı oyunlara ilgi duyuyorsanız, Slay the Princess kesinlikle denemeniz gereken bir yapım. Kısa sürmesine rağmen yüksek yeniden oynanabilirlik değeriyle her seferinde yeni sürprizler vadediyor.
En güncel oyun haberleri için Instagram, Twitter ve Google Haberler üzerinden Oyun Dijital’i takip edebilirsiniz. Ayrıca, fikirlerinizi yorumlar kısmından diğer okurlarımızla paylaşabilirsiniz.
Slay the Princess İnceleme
Slay the Princess İnceleme-
Eğlence Faktörü10/10 Başyapıt
-
Bölüm Tasarımı9/10 Harika
-
Kontrol ve Oynanış9/10 Harika
-
Grafikler10/10 Başyapıt
-
Ses ve Müzik9/10 Harika
-
Optimizasyon10/10 Başyapıt
-
Yeniden Oynanabilirlik10/10 Başyapıt
Artılar
- Farklı seçenekler sayesinde yeniden oynanabilirlik çok yüksek.
- Sanat yönetimi ve hikaye yazımı çok güçlü.
- Görsel roman türünün sınırlarını zorlayan bir deneyim.
Eksiler
- Yer yer oyunun müziği fazlasıyla yükselip sesleri boğabiliyor.
- Oyunun soyut bıraktığı yerler herkesi tatmin etmeyebilir.
- Görsel roman olması, oynanış içinde pek çeşitlilik sağlayamıyor.