2000’ler, oyun dünyasında bir altın çağın başlangıcıydı diyebiliriz. Bu dönemde çıkan oyunlar sadece teknolojik yeniliklerle değil, aynı zamanda oyuncu kültürünü şekillendiren derin etkileriyle de hafızalarımızda yer etti. Bazılarında arkadaşlarımızla keyifli vakitler geçirirken bazılarında da yapamadığımız görevlerle sinir küpü olduk. Bazıları heyecan verici savaşlara ve zekice stratejilere, bazıları da kaotik eğlencelere sahne oldu.
Şimdi geri dönüp o eski günleri hatırlayalım, bu efsane oyunları bir kez daha ziyaret edelim istedik. Bu yazımızda tüplü monitörleri, mekanik mouse’ları ve ayağımızla açtığımız o devasa kasaları anıyoruz.
2000’lerin Efsane Oyunları
Knight Online (2004)
MMORPG’lerin en başarılı vakitlerinde yayınlanan ve popüler olan Knight Online, 2000’lerin başında ve 2010’larda yükselişteydi. Dönemin gençlerini bilgisayar başına kilitleyen ve birçok kişiye alışılageldik oyunlar dışında bir deneyim sunan bu oyun, Metin2 ile kıyaslanırdı sürekli.
NTTGame tarafından yayınlanan bu oyun, seneler boyunca milyonlarca oyuncunun favorisi oldu. Farklı sınıf seçenekleriyle, efsanevi evreniyle ve unutulmaz oynanışıyla birçok kişi için fantastik evrenlerin ve rol yapma oyunlarının kapılarını aralamıştı.
Metin2 (2005)
Türkiye’de 2007 yılında çıkış yapan Metin2, dünya çapında milyonlarca oyuncu tarafından sevilerek oynandı. Özellikle internet kafelerde saatlerini harcayan gençler ve çocuklar için bir efsane olarak kaldı. Birçok kişinin ilk devasa çok oyunculu rol yapma oyunu deneyimi olan bu oyun, Türkiye’de hala birbirinden komik hatıralarla anlatılır. “Enter the East” isimli müziğini hatırlamayan var mı?
Kısa süre önce Metin2 hakkında kapandığına dair iddialar ortaya atılsa da oyun hala açık ve oynanabiliyor. Belki o eski sıcaklığı bulamayabilirsiniz ama küçük bir nostalji macerasına atılmak istiyorsanız göz atmanızda fayda var.
GTA Vice City (2002)
Oyunculara sunduğu devasa açık dünyası ve sınırsız özgürlüğüyle GTA serisi, tam bir efsaneydi. Neon ışıkları, radyo kanallarından yükselen o tanıdık şarkılar, palmiyelerle dolu caddeler… Hepsi 2000’lerin başındaki gençler ve çocuklar için bambaşka bir dünyanın kapılarını araladı. Helikopter görevini yapamayıp büyüklerimize yaptırır, Google’dan oyunun hilelerine bakar ve ezberlerdik.
2002 yılında piyasaya sürülen Grand Theft Auto: Vice City, birçok oyuncu için unutulmaz bir anı olarak kaldı. O zamanlar PlayStation 2 veya bilgisayarı olan her evde mutlaka dönen bu oyun, 80’lerin renkli ve kaotik dünyasını parmak uçlarımıza getirdi.
Left 4 Dead 2 (2009)
2009 yılında çıkan Left 4 Dead 2, hızlıca internet kafelerin vazgeçilmez oyunlarından biri haline gelmişti. Okuldan sonra arkadaşlarla buluşup, zombi sürülerine karşı hayatta kalma mücadelesi vermek adeta bir ritüeldi. Oyun, dört arkadaşın bir araya gelip omuz omuza savaştığı, heyecanın ve kahkahaların hiç eksik olmadığı bir deneyim sundu.
Left 4 Dead 2, sadece bir zombi oyunu değildi; aynı zamanda dostluğun ve birlikte başarmanın ne kadar eğlenceli olabileceğini bize gösteren bir maceraydı. Bugün bile o eski günleri hatırlayıp “Acaba tekrar bir el atsak mı?” dedirten bir klasik olarak karşımıza çıkıyor.
Guitar Hero 2 (2006)
Guitar Hero 2 2006’da piyasaya çıktığında sadece bir oyun değil, aynı zamanda müzikle iç içe geçmiş bir deneyimdi. Elektro gitar şeklindeki kontrolcüsü sayesinde oyuncuların kendilerini dünya turuna çıkmış bir yıldız gibi hissetmelerini sağlayan oyun, internet kafelerde oldukça popülerdi.
Gittikçe zorlaşan notalar, hızlıca kapılan müzik aletleri ve mikrofon, sürekli dolu olan internet kafelerde yer bulmaya çalışmak… Zamanında basabildiğimiz her bir nota, küçük bir zafer gibi hissettiriyordu. Küçük çaplı bir sosyal fenomendi resmen. Guitar Hero 2, birçoğumuzu ritim oyunlarıyla tanıştırdı ve kendisinden sonra yayınlanan bambaşka oyunlara ilham oldu.
The Sims (2000)
Günümüzde hala zevkle oynanan serilerden bir tanesi olan The Sims’in orijinal versiyonu, birçoğumuz için adeta büyülü bir deneyimdi. The Sims, 2000 yılında hayatımıza girdi ve bize simülasyon oyunlarının güzelliğini gösterdi. Herkesin bir parçasını yansıttığı bu oyunda, hayal gücümüz sınırsızdı.
İster hayalini kurduğumuz ideal yaşamı karakterlerimiz aracılığıyla yaşayalım, ister tamamen kaotik senaryolar yaratıp sim’lerimizi ilginç durumlara sokalım: The Sims, tüplü monitörlerimizde bizi özgürleştiren mükemmel bir alan sunmuştu. Oyun, sıradan bir günlük rutini bile eğlenceli kılmayı başarırken her nesil için ayrı bir anlam taşıdı.
Counter-Strike (2000)
Günümüzün en popüler taktiksel FPS oyunlarından birisi olan Counter-Strike 2’nin atası, 2000 yılında çıkan bu oyundu. Başta bir Half-Life modu olarak çıkan Counter-Strike, daha sonradan bağımsız bir oyun olurken kendi içinde de zombi ve surf gibi efsanevi modlara ev sahipliği yaptı. Her köşe, her harita, her silah, bir taktiksel derinlik taşıyordu. Birkaç saniyelik bir hamle, oyunun kaderini değiştirebilirdi. Counter-Strike sadece bir oyun değil, aynı zamanda dostlukların pekiştiği, rekabetin en üst seviyeye çıktığı bir platformdu.
Herkesin aklında yer eden “de_dust2” haritası, hafızalara kazınan bomba kurma sahneleri ve rekabet duygusu, Counter-Strike’ı sıradan bir oyun olmaktan öte bir yere konumlandırdı. Birçoğumuzun ilk taktiksel FPS oyunu olan Counter-Strike, arkadaşlarımızla geçirilen saatleri ve ekipçe paylaşılan zaferleri unutulmaz kıldı.
En güncel oyun haberleri için Instagram, Twitter ve Google Haberler üzerinden Oyun Dijital’i takip edebilirsiniz. Ayrıca, fikirlerinizi yorumlar kısmından diğer okurlarımızla paylaşabilirsiniz.
